İzlandaca içindeki það ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki það kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte það'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki það kelimesi ora, şurada, orada, o anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
það kelimesinin anlamı
oraadverb |
şuradaadverb Það er trukkur sem við getum tekið. Bak, şurada alabileceğimiz bir kamyon var. |
oradaadverb Það er gul rós hérna. Orada sarı bir gül var. |
opronoun Ef einhver getur gert það þá ert það þú. Bunu yapabilecek birisi varsa, o da sensin. |
Daha fazla örneğe bakın
Ég vissi hversu mikils Guð metur mannslíkamann en það var samt ekki nóg til að stoppa mig.“ — Jennifer, 20 ára. Tanrı’nın insan bedenine büyük değer verdiğini biliyordum, ama bu bile beni durdurmadı” (Ceren, 20). |
Í sumum löndum telst það ekki góðir mannasiðir að ávarpa sér eldri manneskju með skírnarnafni nema hún bjóði manni að gera það. Bazı kültürlerde kişinin kendinden yaşça büyük birine, o bunu istemediği sürece ismiyle hitap etmesi kabalık sayılır. |
Það sést skírt í rannsókn Johnsons að óbeinar reykingar eru ákaflega skaðlegar. Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir. |
„Það er meiri hætta á að þær veki áhuga eldri pilta sem eru líklegir til vera byrjaðir að stunda kynlíf,“ segir í bókinni A Parent’s Guide to the Teen Years. Ayrıca bir başvuru kitabına göre, “cinsel açıdan deneyimli olabilecek daha büyük erkek çocukların ilgisini çekebilirler” (A Parent’s Guide to the Teen Years). |
Páll skýrir það: „Ég vil, að þér séuð áhyggjulausir. Pavlus şu açıklamada bulundu: “Kaygısız olmanızı istiyorum. |
Var það regla að Guð gripi inn í? Tanrısal Müdahale Olağan Bir Durum mu? |
Það ættu að vera ósjálfráð viðbrögð. Bu tepki, kendiliğinden ortaya çıkmalıdır. |
Ég kvíði því aðeins...... í hvaða mynd það verður Tek endişem...... nasıI bir şekil alacağı |
Á jörðinni prédikaði hann að ,himnaríki væri í nánd‘ og hann sendi lærisveina sína út til að gera það sama. Yeryüzündeyken ‘göklerin krallığı yaklaştı’ diyerek vaaz ediyordu ve öğrencilerini aynısını yapmaya gönderdi (Vahiy 3:14; Matta 4:17; 10:7). |
Það er skaparinn en ekki stefnulaus þróun sem mun fullkomna genamengið. – Opinberunarbókin 21:3, 4. Genomumuzu, evrim gibi rastgele bir süreç değil, Yaratıcımız kusursuz hale getirecek (Vahiy 21:3, 4). |
Vegna þess að það er bjór aftur í. Çünkü işin ucunda bira var. |
„Það þarf að tæma hugann til að hugsa skýrt,“ sagði rithöfundur um þetta efni. Bu konuda, yazar J. Krishnamurti “Net görebilmek için zihin boş olmalıdır” dedi. |
Ef við gerum okkur grein fyrir hvað við erum getur það hjálpað okkur að hafa velþóknun Guðs og umflýja dóm. Özellikle bu zamanda ne durumda olduğumuzu fark etmek, Tanrı’nın tasvibini kazanıp hüküm altına girmekten sakınmamıza yardım edebilir. |
16 Það er mikill munur á bænum og vonum þjóna Guðs og þeirra sem styðja ‚Babýlon hina miklu‘! 16 Tanrı’nın kavminin duaları ve ümitleriyle, “Büyük Babil”i destekleyenlerin duaları ve ümitleri arasında ne büyük bir tezat var! |
Það er ríkuleg blessun! Bu, ne harikulade bir bereket! |
Það er stoðgrunnurinn minn, er það ekki? Bu benim temel taşım değil mi? |
„Álítið það, bræður mínir, eintómt gleðiefni, er þér ratið í ýmiss konar raunir. Þér vitið, að trúarstaðfesta yðar vekur þolgæði.“ — JAKOBSBRÉFIÐ 1: 2, 3. “Ey kardeşler, imanınızın bu denenmiş niteliğinin tahammül meydana getirdiğini zaten bildiğinizden, çeşitli denemelerle karşılaştığınız zaman bunu hep sevinç sayın.”—YAKUB 1:2, 3. |
Stundum hefur það reynst árangursríkt. Bazı durumlarda bu yöntemle güzel sonuçlar elde edildi. |
Stundum er beygur í sumum við að gefa sig á tal við kaupsýslumenn en eftir að hafa reynt það í nokkur skipti færir það þeim bæði ánægju og umbun. Bazıları ilk başta bir dükkân veya mağaza sahibine yaklaşmaktan çekinebilir, fakat birkaç kez denedikten sonra, bu hizmeti hem ilgi çekici hem de yararlı buluyorlar. |
Því það er ekkert að lækna. Tedavilik bir şey yok. |
Það sem þið ákveðið að gera hér og nú hefur ómælt gildi. Burada ve şimdi yaptığınız seçimler sonsuza dek önemlidir. |
Hún tekur af heilum hug undir Orðskviðinn sem segir: „Blessun Jehóva — það er hún sem auðgar og hann lætur enga kvöl fylgja henni.“ — Orðskviðirnir 10:22, NW. Şu meselin sözlerine bütün yüreğiyle katılıyor: “RABBİN bereketi, zengin eden odur; ve onunla beraber keder katmaz.”—Süleymanın Meselleri 10:22. |
Það er athyglisvert að Satan hafði líka sagt Evu að hún yrði „eins og Guð“! — 1. Mósebók 3:5. İlginç olarak Şeytan da Havva’ya “Allah gibi” olacağını söylemişti!—Tekvin 3:5. |
6 Til að tjá fólki fagnaðarerindið munnlega verðum við að vera tilbúin til að rökræða við það, ekki aðeins tala með kreddukenndum hætti. 6 İyi haber hakkında insanlarla konuşurken, dogmatik konuşmamalı, fakat onları muhakeme yoluyla ikna etmeye çalışmak için hazırlıklı olmalıyız. |
Á meðan farið er yfir efnið er gott að íhuga hvernig það geti komið biblíunemendum að gagni. Müzakere sırasında, ele alınan kısmın Kutsal Kitabı inceleyen kişiler için neden yararlı olabileceğini düşünün. |
İzlandaca öğrenelim
Artık það'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.