İzlandaca içindeki standa ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki standa kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte standa'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki standa kelimesi durmak, ayakta durmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

standa kelimesinin anlamı

durmak

verb

Þú þarft bara að standa fyrir framan dyrnar. Þær opnast sjálfkrafa.
Sen sadece kapının önünde durmak zorundasın. O kendi kendine açılacak.

ayakta durmak

verb

Eftir að hann hafði lært að skríða og síðan að standa upp, gat hann farið að reyna að ganga.
Emeklemeyi öğrendikten sonra ayakta durur, yürümeyi denemeye hazırdı.

Daha fazla örneğe bakın

Og ef við höfum tekið ákvörðun, þýðir það að við þurfum að standa við hana sama hvað gerist?
Verdiğimiz bazı kararları değiştirmemiz gerekebilir mi?
Þetta ríki hefur nú þegar tekið völd á himnum og mun bráðlega „knosa og að engu gjöra öll þessi ríki [manna], en sjálft mun það standa að eilífu.“ — Daníel 2:44; Opinberunarbókin 11:15; 12:10.
Bu Krallık zaten göklerde iktidarı aldı; yakında insan yapısı olan “bu kırallıkların hepsini o parçalıyacak ve bitirecek, ve kendisi ebediyen duracak.”—Daniel 2:44; Vahiy 11:15; 12:10.
Ungt launafólk með takmarkaða færni og fólk í tímabundnum störfum virðast standa höllum fæti af fjölmörgum ástæðum.
Gençler, düşük nitelikli çalışanlar ve belirli süreli işlerde çalışanlarda birçok dezavantajların toplandığı görülüyor.
Allir ættu þó að hafa skýrt í sjónmáli hvar þeir standa.
Bununla beraber herkes, ne durumda olduğunu açıkça kavramalıdır.
Þegar henni var bent á hvaða kröfur hún þyrfti að uppfylla sagði hún: „Látum þá hendur standa fram úr ermum.“
Bu isteğinin neler gerektirdiğini öğrendikten sonra şöyle dedi: “Bu işe hemen katılmak istiyorum.”
Ég sneri mér við og sá Edie standa í svartri forardrullu upp að hnjám.
Dönüp baktığımda onu çamurun içinde dizlerine kadar batmış halde gördüm.
Karlmenn þurfa því að standa Kristi reiknisskap gerða sinna og að lokum Guði.
Evet, erkeğin de bir başı var. O, Mesih’tir.
Hvað varð um Kain er Guð lét hann standa reikningsskap morðsins á Abel bróður hans?
Kardeşi Habil’i öldürdüğünden dolayı Tanrı tarafından hesap vermeye çağrıldığında Kain’in başına ne geldi?
16 Viðbrögðin við þessari prédikun á fyrstu öldinni létu ekki á sér standa og fimmta atriði hins heilaga leyndardóms í 1. Tímóteusarbréfi 3: 16 kom greinilega í ljós.
16 Birinci yüzyıldaki vaaz etme faaliyetine karşılık olarak, I. Timoteos 3:16’daki kutsal sırrın beşinci özelliği dikkate değer şekilde görülmeye başladı.
Limpy mun standa vörð
Simdi, Aksak gözcülük yapacak
Myndi hún eftir virkilega að hann hefði yfirgefið mjólk standa ekki örugglega úr hvaða skortur af hungri, og myndi hún koma í eitthvað annað til að borða meira viðeigandi fyrir hann?
O gerçekten, o süt ayakta kalan olduğunu fark eder miydiniz değil, gerçekten herhangi bir eksikliği açlık, ve o, kendisi için daha uygun yemek başka bir şey getirecek?
„Drottinhollur lýsir, fram yfir trúfastur, þeirri hugmynd að vilja standa með og berjast fyrir persónu eða hlut, jafnvel gegn ofurefli.“
“Vefa, sadakatle kişinin yanında durup büyük zorluklara karşı mücadele etmeyi isteme düşüncesini oluşturur.”
Þú getur til dæmis séð hve áreiðanlegir þeir eru með því að taka eftir því hvort þeir reyna einlæglega að standa við öll loforð sín.
Örneğin, verdikleri tüm sözlere sadık olmaya çalıştıklarını gözlemlediğinizde onların güvenilir olduğuna karar verirsiniz.
Það mun hjálpa okkur að standa við þann ásetning að Satan skuli aldrei fá keypt hollustu okkar við Guð fyrir nokkurt verð. — Sálmur 119:14-16.
Böylelikle, Şeytan’ın sunacağı hiçbir pahanın bizi Tanrı’ya olan vefamızdan döndüremeyeceği kararlılığında olabileceğiz.—Mezmur 119:14-16.
Ekki standa upp.
Orada kal.
Ūiđ verđiđ ađ standa ykkur hræđilega illa í ađ ala upp unglingsstúlku, ķkei?
Genç bir kız yetiştirme konusunda çok kötü bir iş yapmak zorunda kalacaksınız tamam mı?
Og megi alvaldur Drottinn Jehóva veita þér þau sérréttindi að standa fagnandi frammi fyrir sér um alla eilífð!
Ve Egemen Rab Yehova, önünde sonsuza dek sevinçle durma ayrıcalığını size bağışlasın.
Þá er friður okkar augljós jafnvel þeim sem fyrir utan standa.
Böyle fırsatlarda dışardakiler bile aramızdaki barışı görüyorlar.
Það gerum við í næsta kafla bókarinnar, og þá sjáum við hvernig Daníel stóð frammi fyrir Guði sínum og hvernig hann mun standa frammi fyrir honum í framtíðinni.
Gelecek bölümde onu irdelediğimizde, Daniel’in Tanrı’nın önünde nasıl bir tavır aldığını ve gelecekte nasıl bir tavır alacağını daha iyi anlayacağız.
Auk þess getur Jehóva gefið okkur styrk til að standa stöðug.
Bunu belki, durumumuzda önemli bir değişiklik yaratabilecek Mukaddes Kitaptan bir öğüdü uygulamamız için bir iman kardeşimiz aracılığıyla yapabilir.
Við skulum standa einörð á móti slóttugum tilraunum hans til að tæla okkur til að syndga.
Sinsi Şeytan’ın bize günah işletme çabalarını boşa çıkaralım!
Þeir myndu standa frammi fyrir freistingum og þrýstingi í þá átt að gera það sem rangt var.
Onlar, iğvalar ve kötülük işlemekle ilgili baskılarla karşılaşacaklardı.
Ef þú vilt efla kærleikann verður þú að standa á móti anda heimsins.
Eğer içten sevgi geliştirmek istiyorsanız, bu dünyanın ruhuna kesinlikle karşı koymalısınız.
Tæpast fer þó hjá því að hrollur fari um menn þegar þeir standa við fórnarsteininn fyrir framan bænasal Huitzilopochtli.
Yine de biri, Huitzilopochtli’nin mabedinin önündeki mezbaha baktığında ürpermekten kendini alamaz.
Stöku sinnum gætirðu lent í því að standa frammi fyrir efagjörnum eða jafnvel óvinveittum áheyrendahópi.
Zaman zaman kuşkucu, hatta düşmanca tavır alan bir dinleyici kitlesi önünde konuşuyor olabilirsiniz .

İzlandaca öğrenelim

Artık standa'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.