İzlandaca içindeki spenna ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki spenna kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte spenna'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki spenna kelimesi bağlamak, tutturmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

spenna kelimesinin anlamı

bağlamak

verb

tutturmak

feminine

Daha fazla örneğe bakın

Ūađ virđist vera mikil spenna ūarna úti.
Orası epey karışık görünüyor.
Máliđ međ byssu, elskan, er ađ ūađ ūarf ađ spenna hana.
Burada bütün mesele tüfeğin horozunu çekmek.
Ákafi og spenna stríðsins losaði um siðferðishömlur og lífið heima fyrir virtist jafn stutt og lítils virði og það var á vígvellinum.“
Savaş zamanının önemi ve heyecanı kısa süre sonra ahlaksal sınırları aşındırdı ve birçok evdeki yaşam savaş alanındaki kadar ucuz ve kısa hale geldi” (Love, Sex and War—Changing Values, 1939-45).
Stríð geisa milli þjóða og innan þeirra og spenna innan fjölskyldna veldur átökum á mörgum heimilum.
Ülkeler arasındaki savaşlar ve iç savaşlar sürüp giderken, ailelerdeki gerginlikler çatışmaları evlerin içine kadar sokuyor.
Til langs tíma litið skapar það hins vegar bara fleiri vandamál að reiða sig á áfengið; vináttubönd bresta og spenna myndast í fjölskyldulífinu.
Fakat uzun vadede alkole güvenmen aslında yeni sorunlara yol açar; arkadaşlıklar bozulur ve aile içindeki ilişkiler zedelenir.
Viđ vitum ađ stķri skjálftinn eyddi skemmtanaiđnađi L.A., en glys og spenna Hollywood er enn á lífi...
Büyük deprem LA'deki eğlence sanayiini yok etti, ama Hollywood'un ihtişamı hala yaşıyor...
5 Töluverð spenna var þjóða í milli þegar Nikulás 2. Rússlandskeisari boðaði til friðarráðstefnu í Haag í Hollandi hinn 24. ágúst árið 1898.
5 Uluslararası gerilimin arttığı bir sırada, Rus çarı II. Nikolay’ın girişimiyle 24 Ağustos 1898’de Hollanda’da Lahey Barış Konferansı toplandı.
Hnykklæknar ræđa um ūađ hve mikil spenna á ađ vera í dũnum.
Yatakçılar arasında yatağın sertliği konusunda anlaşmazlık var.
Nemandinn er einbeittur og lærir smám saman hve mikið hann eigi að spenna bogann og hvaða áhrif vindurinn hafi á örina þegar hún flýgur í átt að markinu.
Bu kararlı öğrenci yavaş yavaş yayı ne kadar germesi gerektiğini ve rüzgârı nasıl hesaba katacağını öğreniyor.
17 Tíminn á eftir að leiða í ljós hversu mikil spenna á eftir að verða milli trúfélaga kristna heimsins og þjóðanna, en atburðir fyrstu aldar hafa nú þegar gefið fyrirmynd af því hvernig endalokin verða.
17 Hıristiyan âleminin dinleri ile uluslar arasındaki ilişkilerin ne oranda kötüleşeceğini ancak zaman gösterecek; bununla beraber birinci yüzyıldaki olaylar, zaten bunların nasıl sona ereceğinin örneğini vermektedir.
Hermaður þurfti að spenna beltið fast til að verja lendarnar (mjaðmir, kvið og nára) og til að bera þunga sverðsins.
Bir asker belini (kalçasını, kasıklarını ve karnının alt kısmını) korumak ve kılıcını taşıyabilmek için kemerini sıkıca bağlamalıydı.
Fimm mánuðum síðar var mikil spenna í loftinu þegar tilkynnt var að bróðir Nathan Knorr frá aðalstöðvunum kæmi til að tala við nemendurna.
Beş ay sonra dünya merkez bürolarından Nathan Knorr biraderin konuşma yapmaya geleceği ilan edildiğinde sınıftaki herkes çok heyecanlandı.
Dagblaðið The New York Times sagði þar um: „Dvínandi spenna á alþjóðavettvangi og hinn nýi samstarfsvilji milli Bandaríkjanna og Sovétríkjanna getur haft í för með sér að Sameinuðu þjóðirnar eigi eftir að gegna stærra hlutverki í alþjóðamálum.“
Bu konuda The New York Times gazetesi şöyle dedi: “Dünya çapında gerilimin azalması ve Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasında görülen yeni işbirliği ruhu, dünya çapındaki bu teşkilatın, uluslararası meselelerde yeni ve daha güçlü bir rol alacağı anlamına gelir.”
Hvirfilbyljirnir, sem rústuðu San Angelo hinn 28. maí 1995, rifu tré upp með rótum, klipptu sundur háspennustaura og köstuðu raflínum, sem spenna var á, þvert yfir vegi.
San Angelo’yu 28 Mayıs 1995’te harabeye çeviren kasırga ağaçları kökünden söktü, elektrik direklerini kırdı ve elektrik yüklü telleri yolların ortasına fırlattı.
Ýmiss konar aðstæður geta samt sem áður orðið til þess að spenna myndist í samskiptum okkar við bræður og systur.
Ancak bazen çeşitli koşullar nedeniyle kardeşlerimizle ilişkimizde gerginlikler yaşayabiliriz.
(1. Korintubréf 7:39) Hjúskapur við manneskju, sem er ekki sömu trúar og þú, veldur enn meiri vandamálum en það að spenna uxa og asna undir sama ok.
(I. Korintoslular 7:39) Dini inancınızı paylaşmayan biriyle evlenmek, bir boğanın bir eşekle boyunduruğa sokulmasından daha büyük sorunlara yol açar.
Spenna myndast og samfara henni þróast ástand þar sem sárindi stjórna tilfinningalífinu.
Gerginlik tırmandıkça, kırgınlıkların romantik duygulara baskın olduğu bir dram ortaya çıkar.
Ūađ var spenna, adrenalín og tekíla.
Onun adı heyecan, adrenalin ve tekilaydı. Anne...
Þótt spenna í hjónabandi eða kuldalegt samband hjóna í milli sé ekki alltaf bein orsök fyrir þunglyndinu getur það stundum skapað andrúmsloft sem eykur stórlega líkurnar á því.
Bununla birlikte, her zaman depresyona yol açmasa da, bazen birinin eşiyle gerilim içinde veya kopuk durumda olan ilişkisi depresyonun ortaya çıkmasını kolaylaştıran bir ortam yaratabilir.
Það er vel þekkt að spenna í andlitsvöðvum eða þeim vöðvum, sem stjórna önduninni, getur haft miður æskileg áhrif á hljóðmyndun og tal.
Yüz kaslarındaki ya da solunumu yöneten kaslardaki gerginliğin konuşma mekanizmasına olumsuz etkisi olduğu iyi bilinir.
Annađ er kalkúnn og hitt er spenna.
biri hindi, ve diğeri de heyecan.
Ég sagđi ūér ađ spenna beltiđ.
Kemerini bağlamanı söylemiştim.
(Orðskviðirnir 13:10) Og það er mjög viturlegt að temja sér að ræða út um minni háttar pirring og misskilning áður en úr verður meiri háttar spenna! — Samanber Matteus 5: 23, 24; Efesusbréfið 4:26.
(Süleymanın Meselleri 13:10) Küçük sürtüşmeleri ve anlaşmazlıkları büyük bir gerginliğe neden olmadan önce konuşmayı alışkanlık haline getirmek de çok hikmetli bir davranıştır!—Matta 5:23, 24; Efesoslular 4:26 ile karşılaştırın.
Fyrst ég er í París, spenna, ástir, ūú veist.
Paris'in heyecanlı, romantik bir yer olduğunu fark ettim.
Spenna braust út milli ólíkra þjóðernishópa og varð að allsherjarátökum.
Farklı etnik gruplar arasındaki gerginlik tüm ülkeyi içine alan bir çatışmaya dönüştü.

İzlandaca öğrenelim

Artık spenna'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.