İzlandaca içindeki samhliða ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki samhliða kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte samhliða'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki samhliða kelimesi paralel, koşut, Paralel, benzer, müşabih olmak. anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
samhliða kelimesinin anlamı
paralel(parallel) |
koşut(parallel) |
Paralel(parallel) |
benzer(parallel) |
müşabih olmak.(parallel) |
Daha fazla örneğe bakın
15 Skilningur okkar á spádómunum hefur aftur á móti skýrst samhliða framvindunni í heiminum. 15 Bununla birlikte, olaylar geliştikçe peygamberlik üzerindeki anlayışımız da netleşti. |
Með því að nema orð Guðs í bænarhug samhliða þeim styrk sem Jehóva veitir, getum við samt sem áður verið óttalaus og haldið ótrauð áfram að kunngera boðskapinn um Guðsríki. Bununla beraber, Yehova’nın sağladığı güçle birlikte Tanrı’nın Sözünü dua ile tetkik etmekten gelen güvenimizle Gökteki Krallık mesajını ilan etmeye kararlılıkla devam edebiliriz. |
Þegar læknisfræðileg tækni af þessu tagi, samhliða völdum fóstureyðingum, kastast inn í þjóðfélagið eins og hnullungur í poll veldur hún miklum öldugangi innan læknasiðfræðinnar. Topluma, suya atılan bir kaya gibi düşen bu tür tıp teknolojisi ve beraberinde getirdiği seçmeli çocuk aldırma, tıp ahlakı sularında büyük dalgalanmalara neden oluyor. |
Samhliða föstum vanagangi er gagnlegt að setja fram einhver boð og bönn og láta fylgja hvaða afleiðingar það hafi að brjóta ófrávíkjanlegar reglur. Bir düzen duygusuyla birlikte, birtakım kurallar koyup, buna, uzlaşmaya açık olmayan kuralları ihlal etmenin sonuçlarını da dahil etmek yararlıdır. |
□ Hvaða von er bent á samhliða ógæfuboðskapnum? Felaket mesajına rağmen hangi ümit de sunulmaktadır? |
Sérstaklega hefur mér fundist það erfitt samhliða tíðahvörfunum. Menopoz başlangıcı nedeniyle, bu bana özellikle zor geliyor. |
En með því að fylgja góðu fordæmi annarra geturðu kallað fram það besta í fari þínu samhliða því að þú þroskast og verður fullorðinn. Ancak önünde iyi örneklerin olması yetişkinliğe doğru ilerlerken içindeki cevheri ortaya çıkaracak. |
" Það er einfaldleiki sig, " sagði hann, " minn augu segja mér að innan á þínum vinstri skór, bara ef Firelight verkföll það er leður skoraði eftir sex næstum samhliða niðurskurði. " Bu çok kolay, " dedi, " benim gözlerinin içinde bu konuda bana söylemek, Ayakkabı sol sadece burada ateşin grev o, deri neredeyse altı atılırsa paralel keser. |
Traust okkar til hans vex og samhliða því kærleikur okkar til hans og einlæg löngun til að misþóknast honum ekki. Tanrı’ya olan güvenimizle birlikte O’na olan sevgimiz ve O’nu gücendirmekten sakınma yönündeki samimi arzumuz güçlenmeye başlar. |
Í þrjú ár bjó Alejandro á samyrkjubúi samhliða háskólanámi og vinnu á ýmsum hótelum og veitingahúsum. Alejandro, üç yıl boyunca bir Kibutz’da yaşarken bir yandan üniversitede okuyup bir yandan değişik otel ve lokantalarda çalıştı. |
(Postulasagan 17:3) Aftur er það Kingdom Interlinear Translation sem skýrir hvernig hann fór að og segir að hann hafi gert það með því að „opna rækilega og stilla upp samhliða“ messíasarspádómum Hebresku ritninganna og æviatburðum Jesú sem uppfylltu þá. (Resullerin İşleri 17:3) Yine Kingdom Interlinear tercümesi, Pavlus’un, İbranice Mukaddes Yazılardaki Mesih ile ilgili peygamberlikleri “baştan sona açıp”, onları, İsa’nın yaşamındaki gerçekleşmeleri niteliğindeki olaylarla “yan yana getirerek” bunu yaptığını söylemekle, bu yöntemi açıklığa kavuşturur. |
Michael Prietula, aðstoðarprófessor í iðnaðarstjórnun, slær fram þeirri kenningu að samhliða aukinni þekkingu á einhverju málefni verði „smám saman breyting á því hvernig fólk hugsar og ályktar.“ Sınai yönetim konusunda yardımcı doçent olan Michael Prietula’nın öne sürdüğüne göre, herhangi bir konuda bilgi edindikçe, insanların “düşünme ve muhakeme etme tarzları da giderek değişmektedir.” |
19 Segja má að samhliða dómi sínum yfir óguðlegum, bæði í Júda og Ísrael, hafi iðrandi og réttsinnuðu fólki verið miskunnað. 19 Hem Yahuda hem de İsrail’de Yehova’nın kötülere karşı hükmünün seçici olduğu söylenebilir, çünkü tövbe eden ve doğru tutuma sahip olan kişilere merhamet gösterildi. |
Samhliða auknu álagi og erfiðleikum nú á þessum örðugu og síðustu dögum þurfum við líka þann andlega styrk sem safnaðarsamkomurnar veita — og við þurfum hann „því fremur“ sem dagurinn færist nær. Zor olan bu son günlerde baskı ve denemeler arttıkça bizim de ibadetlerde sağlanan ruhi güçlendirmeye ihtiyacımız var. Üstelik, “daha da çok” ihtiyacımız var! |
Samhliða því að þessar raunir hafa magnast hefur Jesús hughreyst guðhrædda menn með því að senda lærisveina sína til að prédika „þetta fagnaðarerindi um ríkið . . . um alla heimsbyggðina öllum þjóðum til vitnisburðar.“ Bu acılar çoğalırken, İsa çağdaş öğrencilerini “bu iyi haberi, bütün milletlere bir şahitlik amacıyla dünyanın oturulan her yerinde” vaaz etmeye göndererek, Tanrı’dan korkar insanlara teselli vermektedir. |
Samhliða fólksflutningum milli ólíkra menningar-, trú- og tungumálasvæða hafa vottar Jehóva aukið víðsýni sitt til hinna ólíkustu sjónarmiða. Değişik kültür, din ve dillere mensup olan insanların göçü karşısında, Yehova’nın Şahitleri söz konusu farklı görüş açıları hususundaki anlayışlarını genişlettiler. |
Lífið hjá fjórmenningunum hefur ekki alltaf verið dans á rósum eins og segja má um flest okkar, hvort sem það tengist þjáningu vegna ástvinamissis, álagi samfara alvarlegum veikindum, áhyggjum sem fylgja því að annast aldraða foreldra, erfiðleikum við uppeldi barna samhliða því að vera í þjónustu í fullu starfi, kvíða sem fylgir nýjum verkefnum í þjónustu Jehóva og vaxandi vandamálum ellinnar. Herkes gibi bu dört arkadaş da kendi hayatlarında zor zamanlar yaşadı. Eşlerini kaybetmenin acısı, ciddi hastalıkların stresi, yaşlanan anne babalarının bakımı, tamgün hizmet ederken çocuk büyütmenin zorlukları, yeni teokratik görevler karşısında duyulan endişe ve şimdi de ilerleyen yaşın getirdiği sıkıntılar. |
Samhliða því að kristnir undirhirðar verða að standa vörð um staðla Guðs verða þeir að sýna kærleika og hluttekningu í samskiptum við sauðumlíka trúbræður sína. Cemaatteki tali çobanlar, Tanrısal standartları tutup savunmakta kararlı iken, koyun benzeri iman kardeşlerine karşı sevgi ve merhametle davranmalıdırlar. |
Gyðingar eru jafnvel farnir að stunda andatrú samhliða því að halda lögmál Guðs að forminu til. Üstelik, Yahudiler Tanrı’nın Kanununu biçimsel olarak tutarken, beraberinde ‘gizemli güçlere’, ruhçuluğa da başvuruyorlar. |
Samhliða öllu þessu stýrir heilinn öndun, samsetningu blóðsins, líkamshita og annarri nauðsynlegri líkamsstarfsemi án þess að maður taki eftir því.“ — Bls. Hemen hemen aynı anda, senin beyninden çıkan sinyaller, bedeninin diğer kısımlarının nasıl hareket edeceklerini bildirir . . . . |
Samhliða því var sáð fáeinum ósviknum hveitikornum í akurinn í heiminum. Aynı dönemde az sayıda da olsa buğday tohumları hâlâ ekiliyordu. |
Það var augljóslega þörf fyrir hana og hún verður gefin út áfram samhliða venjulegu útgáfunni sem hefur gagnast fjölmörgum síðan blaðið hóf göngu sína árið 1879. Önemli bir ihtiyacı karşılayan bu baskı, 1879’dan beri değerli bir kaynak olarak kullandığımız standart baskı ile eşzamanlı şekilde yayımlanmaya devam edecek. |
Lidasi studdi mig fúslega og því gat ég séð fyrir efnislegum og andlegum þörfum fjölskyldunnar samhliða þessu starfi. Lidasi’nin tam desteği sayesinde bu görevi yerine getirirken ailemizin maddi ve ruhi ihtiyaçlarıyla ilgilenebildim. |
Isabel segir: „Bærinn, sem við fluttum til, er mjög lítill. Þar af leiðandi fannst mér langerfiðast að útvega mér hentuga vinnu til að sjá fyrir mér samhliða brautryðjandastarfinu. Isabel şöyle diyor: “Taşındığımız kasaba çok küçük olduğu için, öncülük yaparken geçimimi sağlamama yardımcı olacak bir iş bulmak en büyük zorluktu. |
„Greg, sonur okkar, greindist með eftirtektarveilu samhliða ofvirkni þegar hann var fimm ára og var í forskóla. “Beş yaşındayken, kreşe gittiği sıralarda oğlumuz Greg’in ADHD olduğu teşhis edildi. |
İzlandaca öğrenelim
Artık samhliða'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.