İzlandaca içindeki reyna ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki reyna kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte reyna'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki reyna kelimesi denemek, duymak, haber almak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

reyna kelimesinin anlamı

denemek

verb

Ef svo væri myndi ég leggja allt undir til ađ reyna.
Bir yolu olsaydı, denemek için her şeyi yapardım.

duymak

verb

Ég var ađ reyna ađ auka orkuna, en ég heyrđi ūetta og ūađ virtist rangt.
Enerjimi toplamaya çalışıyordum, fakat dışarıya yansıttığımı duydum ve bence yanlış bir davranıştı.

haber almak

verb

Daha fazla örneğe bakın

Djöfullinn lagði hverja ógæfuna á fætur annarri á þennan trúfasta mann til að reyna að fá hann til að hætta að þjóna Guði.
İblis, Tanrı’ya hizmet etmesini engellemek için, bu sadık adamın başına art arda felaketler getirdi.
Friðrik og Guðrún reyna að halda uppi venjum sem stuðla að góðri geðheilsu allra en ekki þó síst sonar þeirra.
Şimşek ailesi tüm ailenin, ama özellikle de oğullarının zihnen sağlıklı kalması için düzenlemeler yapıyor.
2 Á umdæmismótinu okkar síðastliðið sumar fengum við að reyna á einstakan hátt hve öflug áhrif kennsla Guðs hefur.
2 Geçen ay Bölge Toplantımızda Tanrısal öğretimin gücünü eşsiz şekilde gördük.
Ég er ađ reyna ađ vernda ūig!
Seni korumaya çalışıyorum!
Reyna ađ ná forskoti.
İlerlemeye çalışıyorsun.
Hvađ ertu ađ reyna ađ segja?
Ne söylemek istiyorsun?
5 Og nú sá Teankúm, að Lamanítar voru staðráðnir í að halda þeim borgum, sem þeir höfðu tekið, og þeim hlutum landsins, sem þeir höfðu lagt undir sig. Og þar eð hann sá einnig, hve gífurlega fjölmennir þeir voru, áleit hann ekki ráðlegt að reyna að ráðast á þá í virkjum þeirra.
5 Ve şimdi Teyankum, Lamanlılar’ın aldıkları bu şehirleri ve ele geçirmiş oldukları ülkenin bu bölgelerini ellerinde tutmaya kararlı olduklarını gördü; ve onların sayılarının çokluğunu görünce, kalelerindeyken onlara saldırmayı denemenin pek akıllıca olmayacağını düşündü.
Brátt voru allir tiltækir karlar og konur í Vivian Park hlaupandi fram og til baka með blauta strigapoka, lemjandi í logana til að reyna að kæfa þá.
Vivian Park’taki müsait kadın erkek herkes alevleri söndürmek için ellerinde ıslak çuvallarla ileri geri gidip yere vurarak alevleri söndürmeye çalıştılar.
17 Við skulum reyna að sjá málin sömu augum og Jehóva, ekki aðeins frá okkar eigin sjónarhóli.
17 Olayları kendi bakış açımızdan değil, Yehova’nın bakış açısından görmeye çalışalım.
Ég skal reyna að halda hlífiskildi yfir ykkur...... þótt það geti kostað mig starfið
Sizi mümkün olduğunca koruyacağım...... işimi kaybetsem bile
Með því ætlaði hann kannski að ýta undir stærilæti og reyna að láta hana finnast hún vera merkileg — rétt eins og hún væri talsmaður þeirra hjóna.
Böylece Havva’nın sadece kendisinin değil kocasının da sözcüsü olduğunu ima edip kendisini önemli görmesine yol açarak gururunu okşamaya çalışmış olabilir.
Um leið gaf Jehóva þeim mönnum, sem vildu, tækifæri til að reyna að stjórna án Guðs og réttlátra meginreglna hans.
Yehova, aynı zamanda isteyen insanlara, kendisinden ve adil prensiplerinden uzak olarak yaşamaları ve kendilerini yönetmeleri için de bir fırsat vermiş oldu.
Það mætti reyna þetta
Denemeye deger diyorum
Við látum á þetta reyna.
Bakacağım.
JEHÓVA leyfði Satan að reyna ráðvendni Jobs.
YEHOVA vefalı kulu Eyüp’ün sadakatini sınaması için Şeytan’a izin verdi.
Ég var bara ađ reyna...
Ben sadece...
Allir eru í óða önn að reyna að skilja hvaða boð þú fékkst þarna.
Orada bıraktığınız şeyin ne olduğunu anlamak için herkes seferber oldu.
Hvernig reyna illir andar að hindra fólk í að slíta sig undan áhrifum þeirra?
Cinler, kendi kontrollerinden kurtulmak isteyenlere engel olmak için neler yapıyor?
Ég vil reyna ađ sofa hjá ūér.
Seninle uyumayı denemek isterim.
Jehóva mun ekki alltaf svara bænum okkar á mjög áberandi hátt, en ef við erum einlæg og breytum í samræmi við bænir okkar munu við fá að reyna ástríka handleiðslu hans. —Sálmur 145:18.
Yehova dualarımıza, daima göze çarpan bir şekilde cevap vermeyecektir, fakat sen ciddi olup dualarınla uyumlu hareket edersen, zamanla O’nun sevgi dolu rehberliğini takdir edeceksin.—Mezmur 145:18.
Næstu daga fékk ég þá tiI að reyna að vinna saman.
Ve ileriki günlerde en azından beraber çalışmaya çabalamalarını sağladım.
Ég er ađ reyna ađ koma hingađ út oftar, ūú veist?
Biraz daha sık çıkmaya çalışıyorum.
Ertu enn ađ reyna ađ kaupa ūig inn í himnaríki?
Hala cennete girmeye mi çalışıyorsun?
Ūú getur hætt ađ reyna ađ lesa huga minn, elskan.
Zihnimi okumaktan vazgeçebilirsin şekerim.
(Rómverjabréfið 14:7, 8) Við forgangsröðum því í samræmi við leiðbeiningar Páls: „Hegðið yður eigi eftir öld þessari, heldur takið háttaskipti með endurnýjung hugarfarsins, svo að þér fáið að reyna, hver sé vilji Guðs, hið góða, fagra og fullkomna.“
“Yaşarsak da ölürsek de Yehova’ya ait” olduğumuzu biliyoruz (Romalılar 14:7, 8). Bu nedenle önceliklerimizi belirlerken Pavlus’un şu öğüdünü uygularız: “Bu ortamın sizi kalıbına sokmasına artık izin vermeyin.

İzlandaca öğrenelim

Artık reyna'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.