İzlandaca içindeki menning ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki menning kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte menning'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki menning kelimesi kültür, medeniyet, Kültür anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

menning kelimesinin anlamı

kültür

noun

Trúarsiðir og menning Kanverja var hrottafengin og fól meðal annars í sér barnafórnir og musterisvændi.
Kenan dini ve kültürü zalimce uygulamalar içeriyordu, bunlar arasında çocuk kurbanları ve tapınak fahişeliği vardı.

medeniyet

noun

Kültür

Menning samfélagsins var á háu stigi en siðferðið var slappt, jafnvel afleitt. . . .
Kültür düzeyi yüksek bir toplumdu, fakat ahlakı gevşek, hatta iğrençti . . . .

Daha fazla örneğe bakın

Saga, hefđ og menning eru ekki hugtök.
Tarih, gelenek, kültür sadece düşünce değiller.
2 Við ættum ekki að ganga að því gefnu að þjóðerni, menning eða þjóðfélagsstaða ráði áhuga manna á sannleikanum.
2 Bir kişinin hakikate ilgi gösterip göstermemesinde içinde yetiştiği ırksal veya kültürel ortam ya da sosyal konum gibi etkenlerin belirleyici olduğunu düşünmemeliyiz.
Latnesk menning átti, líkt og nýmyndað sólkerfi, að snúast um hina miklu sól sem orð Guðs var.“
Yeni oluşmuş bir gezegen sistemi gibi, Latin kültürünün tamamen, devasa bir güneş olan Tanrı’nın Sözünün etrafındaki yörüngede dönmesi gerekiyordu.”
Í FPÖ [ Austurríska þjóðernisflokknum ] sögðu þeir að samkynhneigð sé menning dauðans.
FPÖ ( Avusturya Halk Partisi ) eşcinselliğin bir ölüm kültürü olduğu şekilnde bir açıklama yaptı.
Ólík menning og tungumál
Kültür Farkı ve Dil Engelleri
Jafnvel eftir að Rómverjar lögðu gríska heimsveldið undir sig og sviptu það pólitískum völdum hélt grísk menning áfram að hafa sterk áhrif á grannþjóðir Grikkja.
Roma, Yunanistan’ı ele geçirip onun siyasi egemenliğine son verdikten sonra bile Yunan kültürü, komşu milletler üzerinde güçlü etkisini sürdürdü.
Ūađ var líka uppreisnarandi, annars konar pķlitísk menning í Melbourne.
Ayrıca Melbourne'da bir isyan duygusu, bir nevi alternatif politik kültür mevcuttu.
Trúarsiðir og menning Kanverja var hrottafengin og fól meðal annars í sér barnafórnir og musterisvændi.
Kenan dini ve kültürü zalimce uygulamalar içeriyordu, bunlar arasında çocuk kurbanları ve tapınak fahişeliği vardı.
Mér finnst mexíkķsk menning koma manni í vímu.
Demek istediğim Meksika kültürünü gerçekten arındırıcı buluyorum.
Ūađ er blķmstrandi grísk menning í Kanada.
Kanada'da çok canlı bir yunan kültürü vardır.
Ūeirra menning snũst jafn mikiđ um kurteisi og viđskipti.
Kültürleri gereği, iş konuşmaktan ziyade davranışlara önem verirler.
En með blóðblöndun við óæðra fólk, sem fyrir var, hafi þessi menning, sem eitt sinn var svo dýrleg, glatast ásamt snilli og góðum eiginleikum aríska kynstofnsins.
Fakat daha aşağı bir ırk olan yerli halkla evlilik yoluyla karıştıklarından, Aryan ırkının dehası ve yüksek yetenekleri ile birlikte bu bir zamanların şanlı uygarlıkları da yok oldu.
5 Eins og búast mátti við endurspeglaði menning Kanverja eðli þeirra lastafullu guða sem þeir dýrkuðu.
5 Beklendiği gibi, Kenânlıların kültürü, tapındıkları ahlaksız ilahların tutumlarını yansıtır.
Lengi hefur verið talið að fornkínversk menning hafi átt upptök sín í Huang He dalnum í Kína við Gulafljót, án utanaðkomandi áhrifa.
Aşağıdaki haberlerin gösterdiği gibi, araştırmacılar sigara içmenin yaşlanma sürecinin hızlanmasına neden olabileceğine inanmaktadırlar.
Af þessu drógum við annan lærdóm: Til að geta dafnað á erlendu svæði þurftum við að læra að elska trúsystkini okkar, sama hve ólík menning okkar var.
Aldığımız başka bir ders de şuydu: Yabancı bir ülkede hizmet ederken başarılı olmak için, kültürleri bizimkinden ne kadar farklı olursa olsun, kardeşleri sevmeyi öğrenmeliydik.
Ég man ekki til ađ nokkur kafi rétt til ađ dæma kvers siđir eđa menning er betri.
Ben kimseye kimin kültürünün veya geleneklerinin üstün olduğunu yargılama hakkı verildiğini zannetmiyorum.
Enda þótt Grikkir hafi átt sína frægu hugsuði og heimspekinga virðist grísk menntun hafa ýtt undir hinar lægri hvatir margra og menning þeirra aðeins fágað þá í spillingunni.
Yunanlıların ünlü düşünür ve filozofları olmuşsa da, Yunan eğitimi birçok insana kötülük yapmakta daha büyük beceri kazandırmış, kültürleri ise, sadece rezaletlerini daha kibarca yapmalarını sağlamıştı.
Margir Gyðingar fluttust búferlum og settust að víða í borgum umhverfis Miðjarðarhaf þar sem töluð var gríska og hellensk menning var ráðandi.
Yahudilerin bir çoğu göç edip Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere dağıldı ve kendilerini Helenistik kültürün merkezi olan, Yunanca konuşulan şehirlerde buldular.
Það eru meðal annars umburðarleysi í trúmálum, kynþáttafordómar, ólík menning, ólík hugmyndafræði (svo sem kommúnismi og kapítalismi), þjóðernishyggja og kennisetningin um fullveldi þjóða, efnahagsástand og almenn viðurkenning hernaðarstefnunnar.
Bunların kapsamına dinsel hoşgörüsüzlük, ırkçılık, kültürel farklılıklar, (komünizm ve kapitalizm gibi) farklı ideolojiler, milliyetçilik, milli egemenlik doktrini, ekonomik koşullar ve militarizmin yaygın kabulü giriyor.
Grísk menning og heimspeki hafði síast inn í trúarkenningar Gyðinga.
Yunan kültürü ve felsefesi, Yahudi dinsel öğretilerine sızmıştı.
Það er ekki hlaupið að því að ná fram einingu meðal þeirra sem byggja þetta víðáttumikla land, því að menning, tungumál, trú, uppruni, klæðaburður og mataræði er afar ólíkt.
Kültür, dil, din, etnik köken, giyim ve yiyecek alanlarında büyük farklılıklar gösteren bu çok geniş ülkede birliği sağlamak kolay değildir.
Eftir því sem grísk menning breiddist út fóru þeir sem kölluðu sig kristna að tileinka sér þessa heiðnu kenningu.
Yunan kültürünün etkisi giderek yayıldığından Hıristiyanlar da bu putperest kökenli inancı benimsedi.
Í flestum borgum, þar sem grísk menning festi rætur, voru íþróttahús þar sem ungir menn þjálfuðu sig, og leikhús þar sem sýnd voru grísk leikrit.
Genellikle, Yunan kentlerinde genç erkeklerin eğitim gördükleri gimnazyumlar ve Yunan oyunlarının sahnelendiği tiyatrolar vardı.
Í bókinni Japan — An Illustrated Encyclopedia kemur fram að „hin rótgróna menning Japana hafi aldrei fordæmt sjálfsvíg og sé þekkt fyrir mjög svo formfasta og hefðbundna kviðristu (nefnd seppuku eða harakiri).“
Japan—An Illustrated Encyclopedia şöyle diyor: “İntiharı hiçbir zaman mahkûm etmemiş olan Japonya’nın geleneksel kültürü, kişinin kendi karnını deşmesinin (seppuku ya da hara-kiri) büyük ölçüde ayinleştirilmiş ve kurumsallaştırılmış bir şekliyle olarak tanınır.”
Menning gyðinga hafði fest rætur á Spáni á miðöldum.
İspanya ortaçağ boyunca Yahudi kültürünün merkezi olmuştur.

İzlandaca öğrenelim

Artık menning'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.