İzlandaca içindeki fyrr ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki fyrr kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte fyrr'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki fyrr kelimesi önce, evvel anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
fyrr kelimesinin anlamı
öncenoun adverb (Zaman içinde) daha erken.) John hafði vaknað mun fyrr en venjulega. John normalden çok daha önce kalkmıştı. |
evveladverb (Zaman içinde) daha erken.) Vio gatum ekki sent eftir bér fyrr. Seni daha evvel çağıramadık. |
Daha fazla örneğe bakın
En stór hluti þjóðarinnar var hjúpaður andlegu myrkri löngu fyrr, meðan Jesaja var uppi, og það var kveikja þess að hann hvatti samlanda sína og sagði: „Ættmenn Jakobs, komið, göngum í ljósi [Jehóva].“ — Jesaja 2:5; 5:20. Fakat, daha önceleri, İşaya’nın günlerinde bile, halkın çoğu ruhi karanlık içindeydi, bu yüzden İşaya harekete geçip yurdunun insanlarını önemle şuna teşvik etmişti: “Ey Yakub evi, gelin de RABBİN ışığında yürüyelim.”—İşaya 2:5; 5:20. |
Áður fyrr hefðum við skorið hana upp til að gera við miltað eða fjarlægja það. Yıllar önce böyle birine ya onarım cerrahisi yapardık ya da dalağı çıkarırdık. |
Kannski fyrr á ūessum tíma dags. Gecenin bu saatinde daha da kısa sürebilir. |
Sergio og Olinda, sem nefnd voru fyrr í greininni, tóku eftir slíkri breytingu. Makalenin başında sözü edilen Sergio ve Olinda böyle bir değişime tanık oldu. |
Áður fyrr höfðu þjóðirnar getað bent á Ísrael ef þær vildu nefna dæmi um bölvun eða formælingu. Önceleri, milletler lanete uğrama konusunda bir örnek vermek isterlerse, İsrail’i gösterebiliyorlardı. |
Sjalf yrdi ég fyrr hengd en ég færi a grimuball Ben baloya katılmaktansa asılmayı tercih ederim |
Þess háttar tónlist hafði ég aldrei heyrt fyrr Benzer bir müzik duymamıştım |
Drottinn þarfnast ykkar nú sem aldrei fyrr, til að vera verkfæri í höndum hans. Rab’bin O’nun elinde bir araç olmanıza her zamankinden daha da ihtiyacı var. |
Hefoi ég bara rekist á pig fyrr, skilurou? Seni daha erken tanïmïs olsaydïm, anlarsïn ya? |
Útlendingum stóð útlit fleiri eins og reiður köfun- hjálm en nokkru sinni fyrr. Yabancı, her zamankinden daha dalış kızgın bir kask gibi daha durdu. |
Ūađ hefur ekki fyrr gerst ađ ég hafi ekki lokiđ ūessu. Ama bitirmediğim maç olmadı. |
Núna, meira en nokkru sinni fyrr, veltu þjónar Guðs því fyrir sér hver myndi verða þetta sæði. Şimdi Tanrı’nın hizmetçileri bu Soy’un kim olacağını her zamankinden daha çok merak ediyorlardı. |
Aldrei séđ ūig fyrr. Sen hayatımda hiç tanımadım. |
Og ekki koma út fyrr en ūiđ sjáiđ mig. Beni görene kadar çıkmayın. |
Ūiđ geriđ ykkur ljķst, strákar, ađ ūiđ sendiđ engar greinar frá ykkur fyrr en Owynn gefur ykkur leyfi til ūess. Çocuklar, eminim ki Yarbay Owynn izin vermedikçe, hikaye anlatamayacaginizin eminim ki farkindasiniz. |
Bæn Hiskía konungs, sem hann bar fram þegar Sanherib Assýríukonungur réðist inn í Júda, er annað gott dæmi um innihaldsríka bæn, og enn sem fyrr var hún tengd nafni Jehóva. — Jesaja 37:14-20. Asur kralı Sanherib, Yahuda’yı almak istediğinde, kral Hizkiya’nın duası da, anlamlı duaların diğer iyi bir örneğidir. O zaman da Yehova’nın ismi söz konusu olmuştu.—İşaya 37:14-20. |
Ekki fyrr en viđ komumst efst í skarđiđ. Geçidin tepesine ulaşmadan olmaz. |
Það er ekki fyrr en allt þetta hefur gerst sem skýin geta látið regnið falla til jarðar til að mynda ár og læki sem renna í sjóinn. Ancak bütün bu gelişmeler olduktan sonra, suları denize geri döndüren ırmakları oluşturmak üzere, bulutlar yağmur sularını yeryüzüne damlatır. |
Ég lærđi ekki ađ ganga fyrr en ég var tíu ára. 10 yaşına kadar, yürümeyi öğrenemedim. |
Og muniđ, enginn borđar bita fyrr en ég finn hann. Unutmayın, ben onu bulana kadar kimse tek lokma yemeyecek. |
Og borgin lagðist ekki endanlega í eyði fyrr en öldum síðar. Issız kalışıysa ondan yüzyıllar sonra oldu. |
Slík lög voru upphaflega sett þessu fólki til forna en endurspegla engu að síður þekkingu á vísindalegum staðreyndum sem sérfróðir menn uppgötvuðu ekki fyrr en á allra síðustu öldum. Başlangıçta eski bir kavim için konulmuşlarsa da, bu yasalar uzmanların ancak son yüzyıllarda buldukları bilimsel gerçekleri yansıtırlar. |
Viđ vitum ađ ūau hjķnin voru á Hķtel Árstíđum fyrr um kvöldiđ á fjáröflunarkvöldi Barnasjúkdķmasjķđsins. Doktorun ve karısı Helen'in bu akşam erken saatlerde, Çocuklar İçin Araştırma Fonu yararına düzenlenen bir yardım yemeği için Four Seasons'ta bulunduklarını biliyoruz. |
Ūađ leggst illa í hann ađ hafa ekki séđ ūetta fyrr. Bir şeyi en son öğrenen olmak bir Büyücü'nün hep ağrına gider. |
Fyrr á árum notuðum við hátalarabíla, útvarpsstöðvar og ferðagrammófóna. Başlarda bunu ses donanımlı arabalar, radyo yayınları ve taşınabilir gramofonlar aracılığıyla yaptık. |
İzlandaca öğrenelim
Artık fyrr'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.