İzlandaca içindeki búð ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki búð kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte búð'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki búð kelimesi dükkan, dükkân, mağaza anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

búð kelimesinin anlamı

dükkan

noun

Hvað er þetta? Þetta er búð.
Bu nedir? Bu bir dükkan.

dükkân

noun

Samkvæmt nýlegri könnun í Bandaríkjunum viðurkennir yfir þriðjungur nemenda í almennum framhaldsskólum að hafa hnuplað úr búð.
Yakınlarda yapılan bir ankete göre, ortaokul öğrencilerinin üçte birinden fazlası dükkân hırsızlığı yaptığını kabul ediyor.

mağaza

noun

Ef eitthvert vandamál kemur upp aftur og aftur, svo sem að hegða sér illa úti í búð eða á veitingahúsi, getum við notað límmiðaspjaldið.
Eğer bir mağaza veya lokantada yaramazlık yapmak gibi sürekli sorun olan bir şey ise, ödüllü çıkartma panosunu kullanabiliriz.

Daha fazla örneğe bakın

Kannski segja þeir að það sé í lagi að svindla á prófi í skólanum eða taka vörur úr búð án þess að borga fyrir þær.
Peki böyle biri sana sınavlarda kopya çekmenin ya da bir mağazadan para ödemeden bir şey almanın yanlış olmadığını söylerse?
Ég trúi ekki að hann labbi inn í búð þegar hann heyrir skothvelli
Silah sesini duyduktan sonra dükkana girdigini mi söylüyorsun?
Án þess að hugsa lengur um hvernig þeir might vera fær til gefa Gregor sérstökum ánægju, systur sparkaði nú um matvæli eða öðrum mjög hratt inn í herbergið hans í morgni og á hádegi, áður en hún hljóp burt til búð hennar, og að kvöldi, alveg áhugalaus til þess hvort mat hefði kannski eingöngu verið bragðaði eða, hvað gerðist oftast, var alveg ótruflaður, hún whisked það út með einn sópa af Broom hana.
Gregor özel vermek mümkün olabilir hakkında daha fazla düşünmeden zevk, kardeş şimdi onun odasına çok hızlı ya da diğer bazı gıda başladı o kaçtı sabah ve öğle saatlerinde, daha önce onun dükkanı, belki de yiyecek olup olmadığını ve akşam oldukça kayıtsız sadece tadı ya da en sık oldu, tamamen bozulmadan kalabildiğini, o bir çırpıda onu süpürge ile çırpılmış.
En það þarf ekki að kaupa allar gjafir í búð.
Ama bir hediyeyi her zaman mağazadan almamız gerekmez.
Hvað er þetta? Þetta er búð.
Bu nedir? Bu bir dükkan.
Bent langt yfir, móðir sewed fínn undergarments í tísku búð.
Çok eğildi, anne bir moda mağazası için ince iç çamaşırları dikilir.
Betri en þrá brauð Skólinn búð.
Okul kantininin bayat ekmeğinden daha iyiydi.
Svo við stóðum umferð vél okkar, jostled hver annan, gefið tilfinning okkar í gegnum tal- lúðrar eða í lægri tón sem vísað er til miklu conflagrations sem heimurinn hefur orðið vitni, þar á meðal er Bascom búð, og á milli okkur, héldum við að við vorum þarna á réttum tíma með okkar
Bu yüzden, motoru yuvarlak durdu birbirlerine çekeceğiniz aracılığıyla duyguları ifade konuşma trompet, ya da daha düşük tonda olan büyük yangın felaketlerinin anılacaktır Bascom Kullanıcı dahil olmak üzere, dünya tanıklık etti eşya, aramızda kalsın, biz bizim sezon vardı ki, düşündüm
Þetta er hægt að nota fyrir hluti sem eru allt öðruvísi en afsláttur af vörum í búð.
Eşitlik dükkandaki indirimli fiyatı ölçmek dışında şeyler için de kullanılabilir.
Verum eins og feimna sjö ára stúlkan í Ástralíu sem fór með móður sinni út í búð.
Avustralya’da annesiyle birlikte bir mağazaya giden yedi yaşındaki utangaç kız çocuğunun tutumuna sahip olalım.
Búð Greeners gæti átt þetta til
Ot satan biri olacaktı
Faðir gæti til dæmis sent son sinn út í búð að kaupa maískökur en gleymt að biðja hann að kaupa tómata.
Diyelim ki, bir baba oğlunu bakkala tortilla almaya gönderiyor, fakat domatesi söylemeyi unutuyor.
Þessi búð lokar klukkan níu um kvöld.
Bu dükkan saat dokuzda kapanır.
Ég var að hugsa um aðra búð.
Başka bir dükkanı düşünüyordum.
Ég ætla að reyna að skilja þig ekki eftir úti í búð eða setja þig í þvottavélina eins og konan í blaðinu gerði við köttinn sinn.
Seni mağazada unutmamaya ya da gazetedeki kedili kadın gibi çamaşır makinesine koymamaya çalışacağım.
Frændi minn fór þangað til að fá nýja lifur, þeir sendu hann út í búð
O hastaneyi biliyorum.Amcam yeni bir karaciğer için gitti oraya. Süper markete git deyip defettiler
18 Óformlegur vitnisburður í verslanamiðstöðvum: Þó að ekki sér alltaf gerlegt að prédika formlega frá einni búð til annarrar í verslanamiðstöðvum vegna þess að hömlur kunna að vera settar þar á slíka starfsemi, hafa sumir boðberar skapað sér tækifæri til óformlegs vitnisburðar.
18 Büyük Alışveriş Merkezlerinde Rastlantıda Şahitlik Etmek: Büyük alışveriş merkezlerinde her zaman resmen dükkândan dükkâna vaaz etmek mümkün değilse de, bazı müjdeciler orada rastlantıda şahitlikte bulunmak üzere olanaklar yaratıyor.
Allt í þessari búð er með tíu prósenta afslætti af venjulegu verði.
Bu mağazada her şey normal fiyatından yüzde 10 indirimlidir.
Heimagerðar flíkur og útsaumur er oft metinn meir en það sem keypt er í búð, og þú hefur áþreifanleg sönnunargögn fyrir því að þú sólundar ekki tímanum!
Onlar, bunu, mağazadan aldıklarınızdan daha fazla takdir edebilirler ve bu, zamanınızı boşa harcamadığınızın elle tutulur bir delili olacaktır!
Samkvæmt nýlegri könnun í Bandaríkjunum viðurkennir yfir þriðjungur nemenda í almennum framhaldsskólum að hafa hnuplað úr búð.
Yakınlarda yapılan bir ankete göre, ortaokul öğrencilerinin üçte birinden fazlası dükkân hırsızlığı yaptığını kabul ediyor.
Við fórum í búð og keyptum límmiðaspjald.
Bir mağazaya gidip üzerine çıkartmalar yapıştırılan bir pano aldık.
Brátt verður einnig opnuð búð í Ástralíu.
Ayrıca Avustralya'ya ithal edilmişlerdir.
Hann fer með bangsann heim til sín og heldur svo aftur út í búð.
Evine çağırırlar, gelir; ama tekrar aslanın yanına gider.
Hvaða búð? Ég á bókabúð.
EVA kitap dükkanı.

İzlandaca öğrenelim

Artık búð'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.