İzlandaca içindeki bíða ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki bíða kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bíða'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki bíða kelimesi beklemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
bíða kelimesinin anlamı
beklemekverb Jón er að bíða eftir Maríu á brautarpallinum. John platformda Mary'yi bekliyor. |
Daha fazla örneğe bakın
Ég var bara að hugsa, kannski ættirðu að bíða Sadece, belki de beklemen gerektiğini düşünüyordum |
Á hverju ári bíða þúsundir ungra manna, kvenna og eldri hjóna, spennt eftir því að fá sérstakt bréf frá Salt Lake City. Her yıl on binlerce genç bey ve genç hanım ve birçok kıdemli çift, Salt Lake City’den özel bir mektup almayı hevesle beklemektedir. |
Leifarnar eru, ásamt hinum sauðumlíku félögum sínum, staðráðnar að bíða þess að Jehóva grípi inn í á sínum tíma, óháð því hversu langt er þangað til. Vaktin uzunluğuna bakmaksızın, mütebaki, koyun benzeri sadık arkadaşlarıyla birlikte, Yehova’nın harekete geçmek üzere tayin ettiği zamanı beklemeye azimlidir. |
Allir bíða óstyrkir eftir því að vitringarnir segi eitthvað. Herkes heyecanla hikmetli adamların bir şeyler söylemesini bekler. |
Það eina sem þú þarft að gera er að bíða eftir að ég snúi aftur. Tek yapman gereken geri dönmemi beklemek. |
Ekki bíða. Beklemeyin. |
Sum fræin spíra aðeins eftir eitt ár en önnur liggja í dvala yfir nokkrar árstíðir og bíða eftir nákvæmlega réttu vaxtarskilyrðunum. Bazı tohumlar sadece bir yıl sonra filiz verir, diğer tohumlarsa büyümek için uygun hava şartlarının gerçekleşmesini bekleyerek mevsimler boyunca uykuda kalır. |
Það bíða þín aðrir # í móttökunni Masada # dolar daha olacak |
Það er líka önnur ástæða fyrir því að það er skynsamlegt að bíða. Beklemenin mantıklı olduğunu gösteren başka bir neden daha var. |
7 Hvernig veit rákaskríkjan að hún á að bíða eftir kuldaskilum, og að þau hafa í för með sér gott veður og meðbyr? 7 Bu ormanötleğeni, soğuk hava cephesini beklemesi gerektiğini, bunun güzel hava ve arkadan esen bir rüzgâr demek olduğunu nereden biliyor? |
Eftir hverju ertu að bíða? Neyi bekliyorsun? |
Mönnum þætti 100 ár langur tími til að bíða eftir að þjáningum linnti. Acıların son bulmasını beklerken 100 yıl insana uzun gelir. |
Aðrir sauðir álíta það því sérréttindi að styðja hinn smurða þjónshóp á hvern þann hátt sem þeir geta, og bíða þess að „Guðs börn verði opinber“ í Harmagedón og í þúsundáraríkinu. Bu nedenle, başka koyunlar Armagedon’da ve binyıllık dönemde “Allahın oğullarının zuhurunu” beklerken, meshedilmiş köle sınıfını mümkün olan her şekilde desteklemeyi bir imtiyaz olarak görürler. |
9 Til að leggja áherslu á að lærisveinarnir þyrftu að vaka líkti Jesús þeim við þjóna sem bíða þess að húsbóndinn komi heim úr brúðkaupi sínu. 9 İsa, uyanık kalmanın gereğini vurgularken öğrencilerini, efendilerinin, düğününden dönmesini bekleyen kölelere benzetti. |
Þeir bíða óþreyjufullir eftir að halda þjónustu sinni áfram á komandi mánuðum, þegar þeir munu þjóna sem fastatrúboðar.3 Önümüzdeki aylarda tam zamanlı görevliler olarak çalışırken hizmetlerini arttırmayı dört gözle bekliyorlar.3 |
6 Þeir þurftu ekki að bíða lengi. 6 Onların uzun süre beklemeleri gerekmedi. |
Segðu honum að bíða í kofanum á Bony Ridge þangað til dómaranum fer að leiðast biðin Söyle ona, Bony Ridge' deki kulübede beklesin... ta ki yargιç beklemekten yorulana dek |
Bræður okkar og systur hér bíða alltaf full eftirvæntingar eftir næsta myndbandi. JW İnternet Televizyonu buradaki kardeşlerimize de çok heyecan veriyor. |
Sumir foreldrar bíða þar til upphafssöngurinn hefst áður en þeir fara með börnin á salernið. Bazı ana-babalar küçük çocuklarını tuvalete götürmek için açılış ilahisini bekliyor. |
Hann sættir sig við að þurfa að bíða þolinmóður eftir „hinum dýrmæta ávexti jarðarinnar“. Çiftçi “toprağın değerli ürününü” sabırla beklemesi gerektiğini kabul eder. |
16 Fyrst Jesús sagði greinilega að enginn maður gæti vitað „þann dag eða stund,“ sem faðirinn myndi skipa syni sínum að ‚koma‘ gegn illu heimskerfi Satans, gætu sumir átt til að spyrja: ‚Hvers vegna er svona brýnt að bíða endalokanna með eftirvæntingu?‘ 16 İsa’nın, Babanın oğluna Şeytan’ın kötü şeyler sistemine karşı ‘harekete geçmesi’ için vereceği emrin ‘gün yahut saatinin’ hiçbir insan tarafından bilinmeyeceğini açıkça söylemiş olmasından dolayı, bazıları: ‘Sonun gelişi neden bu kadar acil olarak beklenilsin?’ |
Inn á milli gafst þeim tími til að spila og fastakúnnarnir voru meira en fúsir til að bíða þangað til þeir höfðu lokið við lagið.“ Çalmak için ara sıra biraz boş vakit bulurlardı, müşteriler de onları beklemeyi severdi.” |
Ég vil ekki bíða lengur. Daha fazla beklemek istemiyorum! |
Það var þegar kvöld og lampar voru bara að vera lýst eins og við skref upp og niður framan Briony Lodge, bíða eftir að komu farþega þess. O, zaten alacakaranlıkta oldu lambalar edildi gibi ışıklı varlık biz yukarı ve aşağı tempolu Briony Lodge önünde bekliyor onun işgalci geliyor. |
Hún er þess virði að bíða eftir henni, jafnvel þótt biðin tæki milljón ár. Milyon yıl da beklemeyi gerektirse, o beklenilmeye değer. |
İzlandaca öğrenelim
Artık bíða'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.