İzlandaca içindeki annað ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki annað kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte annað'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki annað kelimesi başka, diğer, ikinci anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

annað kelimesinin anlamı

başka

determiner

Pabbi minn gerir ekkert annað en horfa á sjónvarpið á sunnudögum.
Babam pazar günleri, televizyon seyretmekten başka hiçbir şey yapmaz.

diğer

determiner

Allt annað á himni og jörð var skapað með þátttöku þessa frumgetna sonar.
Gökteki ve yerdeki diğer tüm şeyler bu çok sevgili ilk Oğul aracılığıyla yaratılmıştı.

ikinci

adjective

Boðið bendir til að fyrsta og annað sætið hafi verið upptekin.
Bu öneriden birinci ve ikinci yerlerin zaten dolu olduğu anlaşılıyor.

Daha fazla örneğe bakın

4 Það er ekki svo að skilja að við eigum að elska hvert annað af skyldukvöð einni saman.
4 Bu birbirimizi yalnızca yükümlülük duygusuyla sevdiğimiz anlamına gelmez.
13 Við þurfum að ,uppörva hvert annað því fremur sem við sjáum að dagurinn færist nær‘.
13 ‘Birbirimizi teşvik etmemiz ve günün yaklaştığını gördükçe bunu daha da çok yapmamız’ gerekir.
Það er augljóslega gott að vera vingjarnleg hvort við annað, en ef þið hringist reglulega á eða eruð oft saman í frístundum gerir það honum sennilega bara erfiðara fyrir.
Bu yüzden, birbirinize candan davranmanız iyiyse de, düzenli olarak telefonla konuşmanız ya da sosyal ortamlarda birlikte fazla vakit geçirmeniz, muhtemelen onun acısını artıracaktır.
Við getum auðvitað ekki lengt daginn um klukkustund svo að Páll hlýtur að eiga við eitthvað annað.
Güne fazladan bir saat katamayacağımız apaçık ortada olduğuna göre, Pavlus bu öğüdüyle farklı bir şey kastetmiş olmalı.
Það varð ekki annað séð en að heimurinn hefði unnið stríðið gegn þjónum Guðs.
Görünüşte, dünya Yehova’nın hizmetçilerine karşı sürdürdüğü savaşı kazanmıştı.
Oft þarf ekki annað en að koma af stað vinalegu samtali við einhvern.
Bunun için bir kişiyle dostça bir sohbete başlamak çoğu zaman yeterlidir.
Myndi hún eftir virkilega að hann hefði yfirgefið mjólk standa ekki örugglega úr hvaða skortur af hungri, og myndi hún koma í eitthvað annað til að borða meira viðeigandi fyrir hann?
O gerçekten, o süt ayakta kalan olduğunu fark eder miydiniz değil, gerçekten herhangi bir eksikliği açlık, ve o, kendisi için daha uygun yemek başka bir şey getirecek?
Kannski er til annað eintak
Bir kopyasını saklıyor olabilirler
Þeir hefðu sennilega um fátt annað að velja en að sjá til þess að sjúklingurinn hefði það sem best, þar til að lokum liði.
Yapacak başka bir şey olmadığından sadece hastayı son nefesini verene kadar, mümkün olduğunca rahat ettirmeye çalışacaklardı.
Nefndu annað gagn sem unga fólkið hefur af ritunum okkar.
Yayınlarımız gençlere başka hangi açıdan da yardım ediyor?
Í Ritningunni eru þjónar Guðs hvað eftir annað hvattir til að óttast Jehóva.
Kutsal Yazılarda Tanrı’nın hizmetçilerinin Tanrı korkusuna sahip olması tekrar ve tekrar teşvik edilir.
Þetta hjálpar mér að hugsa um eitthvað annað en sjálfa mig.“
Bu, sürekli kendi durumumu düşünmemi engelliyor.”
Í stað þess að hjónin hreyti ásökunum hvort í annað er sannarlega miklu betra að þau tali vingjarnlega og blíðlega saman. — Matteus 7:12; Kólossubréfið 4:6; 1. Pétursbréf 3: 3, 4.
Her iki tarafın birbirini suçlamaktan kaçınması, bunun yerine düşünceli ve nazik biçimde konuşması çok daha yararlı olacaktır!—Matta 7:12; Koloseliler 4:6; I. Petrus 3:3, 4.
Þó að ekkert komi í staðinn fyrir föður og móður, sem vinna vel saman, sýnir reynslan að góð samskipti innan fjölskyldunnar geta að einhverju leyti vegið upp á móti því að annað foreldrið vantar.
Uyum içindeki bir ana babanın yerini hiçbir şey tutamasa da; deneyimler, ailedeki iyi ilişkilerin, yokluğu hissedilen kişinin eksikliğini bir ölçüde telafi edebileceğini gösteriyor.
24:14) Ef við skiljum hvers vegna við ættum að halda áfram að prédika missum við ekki kjarkinn og látum ekkert annað glepja okkur.
24:14) Vaaz etmeye devam etmemizin nedenini takdir ediyorsak, karşı karşıya kaldığımız herhangi bir cesaretsizlik veya dikkati dağıtan olası şeyler bizi caydırmayacak.
Og fyrir fátt annað?
Bir tek bu yanıma mı?
Komið getur yfir þig sterk löngun til að drýgja hór, stela eða gera eitthvað annað sem rangt er.
Bazen fuhuş işlemek, çalmak veya yanlış olan başka şeyler yapmak üzere güçlü bir arzu duyabilirsiniz.
Að minnsta kosti sá Samúel spámaður ekkert annað en venjulegan fjárhirði.
Öyle ki, Samuel peygamber karşısında küçük bir çobandan başkasını görmüyordu.
Hópur virtra vísindamanna hefur komist að enn dapurlegri niðurstöðu — að kjarnorkustyrjöld, eða jafnvel einstök árás stórveldanna hvort á annað með kjarnorkuvopnum, gæti hleypt af stað loftslagshamförum sem gætu orðið milljörðum en ekki milljónum manna að fjörtjóni og hugsanlega gereytt mannlegu lífi á jörðinni.
Saygın bilim adamlarından oluşan bir grup, çok daha üzüntü verici bir sonuca varmıştır: Nükleer bir savaş, hatta süper güçlerin bir tek nükleer çarpışması, milyonlarca değil, milyarlarca insanı öldürebilecek hatta yeryüzünde insan hayatına son verebilecek olan dünya çapında bir iklim felaketiyle sonuçlanacaktır.
Þegar við íhugum hvernig Jehóva hefur hrint eilífri fyrirætlun sinni í framkvæmd getum við ekki annað en dáðst að ,djúpi ríkdóms, speki og þekkingar hans‘. — Rómv.
Yehova’nın çağların amacını nasıl gerçekleştirdiğini inceledikçe gerçekten de O’nun ‘nimetlerinin, hikmetinin ve bilgisinin derinliğine’ daha da hayran kalıyoruz (Rom.
Þar til að ég segi annað er ekkert til utan hans
Ben aksini söyleyene kadar, dışındaki her şeyi unutacaksın
Spilaðu eitthvað annað
Lütfen başka bir şey çal
Ég reyndi að fá annað fólk til þess að svindla.
Bazılarını ise hile yapmaya ayartırdım.
Ekkert annað skipulag á jörðinni elskar unga fólkið sín á meðal svona mikið!“
Yeryüzünde hiçbir teşkilat gençleriyle bu kadar ilgilenmiyor ve onları bu kadar sevmiyor!”
Bæn Hiskía konungs, sem hann bar fram þegar Sanherib Assýríukonungur réðist inn í Júda, er annað gott dæmi um innihaldsríka bæn, og enn sem fyrr var hún tengd nafni Jehóva. — Jesaja 37:14-20.
Asur kralı Sanherib, Yahuda’yı almak istediğinde, kral Hizkiya’nın duası da, anlamlı duaların diğer iyi bir örneğidir. O zaman da Yehova’nın ismi söz konusu olmuştu.—İşaya 37:14-20.

İzlandaca öğrenelim

Artık annað'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.