Hintçe içindeki साँस ne anlama geliyor?

Hintçe'deki साँस kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte साँस'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki साँस kelimesi nefes almak, nefes, soluk, solumak, esinti anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

साँस kelimesinin anlamı

nefes almak

(breath)

nefes

(wind)

soluk

(wind)

solumak

(breathe)

esinti

(wind)

Daha fazla örneğe bakın

उनकी भाषा ऐसी है कि साँस छोड़कर बोली जाती है और फिर कंठ के ज़रिए बोली रोकी जाती है, इसके अलावा इसमें बहुत-से स्वर (एक शब्द में पाँच से भी अधिक स्वर) होते हैं और व्यंजनों का इस्तेमाल बहुत कम होता है, जिसकी वजह से मिशनरियों की हिम्मत टूटने लगी थी।
Bu dilde, seslerin gırtlak vuruşlarıyla kesilmesi, bir kelimede çok sayıda ünlü harfin art arda gelmesi (tek bir kelimede beş tane ünlü art arda gelebilir), ünsüz harflerin çok az olması vaizleri çileden çıkardı.
इसलिए बाकी बाइबलों में इस आयत का अनुवाद इस तरह किया गया है “उसका प्राण निकल रहा था,” “उसका जीवन खत्म हो रहा था,” (नॉक्स) “उसने आखिरी साँस ली” (JB), और “उसकी जान उसमें से निकल गई” (बाइबल इन बेसिक इंगलिश)।
Bunun için başka Mukaddes Kitap çevirilerinde “can verirken” ifadesi, “hayatı kendisinden çekilirken” (Knox), “son soluğunu verirken” (JB), ve “hayatı kendisinden giderken” (Bible in Basic English) gibi şekillerde geçer.
बड़ी वफादारी से वह अपने समर्पण के वादे को निभाता रहा और 1986 तक, यानी अपनी आखिरी साँस तक वह यही प्रचार करता रहा कि परमेश्वर के अरमगिदोन की लड़ाई बहुत ही करीब है।
O, vefayla vakfına uygun yaşadı ve 1986’da ölene dek Tanrı’nın Armagedon savaşının yakın olduğunu ilan etti.
और हम मर भी जाएंगे, क्योंकि उनमें जो हवा है उसके अलावा हम और सांस नहीं ले सकते हैं; इसलिए हम मर जाएंगे ।
Ve üstelik ölüp gideceğiz, çünkü mavnaların içindeki havadan başka soluyacak hava yok; bu yüzden ölüp gideceğiz.
जिसके बाद मेरे पास सोचने का तोहफ़ा था, चल फिर पाने का तोहफ़ा, साँस लेने का तोहफ़ा, और खा-पी पाने का तोहफ़ा।
Sonrasında düşünme hediyesini, hareket edebilme hediyesini, nefes alabilme hediyesini ve yiyip içebilme hediyesini aldım.
क्या आपकी साँस में बदबू है?
Ağzınız kokuyor mu?
मसीही अध्यक्ष किस वजह से “ठंडी सांस ले लेकर” सेवा कर सकते हैं, और इसके नतीजे क्या हो सकते हैं?
Hangi şey gözetmenlerin ‘iç çekerek’ hizmet etmesine yol açabilir? Bu hangi sonuçları doğurur?
वह दोबारा साँस ले सकता था, चल सकता था और बोल सकता था!
Yeniden nefes alabiliyor, yürüyebiliyor ve konuşabiliyordu!
(प्रेरितों १७:२५) हम शायद उसे उचित रूप से उस हर साँस के लिए जो हम लेते हैं, भोजन के हरेक टुकड़े के लिए जिसका हम आनन्द लेते हैं, जीवन में हरेक आनन्दमय और संतुष्टिदायक क्षण के लिए धन्यवाद दें।
(Resullerin İşleri 17:25) Yerinde olarak, aldığımız her nefes, zevk aldığımız her lokma ve yaşamdaki her mutlu ve doyum verici an için O’na teşekkür edebiliriz.
फ्लू के वायरस फेफड़ों और साँस से जुड़े दूसरे अंगों पर हमला करते हैं। ये खास तौर पर छींकने, खाँसने या बात करने पर मुँह से निकलनेवाली छींटों से दूसरों में फैलते हैं।
Solunum sistemine saldıran grip virüsünün başlıca bulaşma şekli, gribe yakalanmış kişinin hapşırması, öksürmesi, hatta konuşması sırasında etrafa yaydığı vücut salgılarındaki damlacıklar yoluyla olur.
इसलिए, जब मृत व्यक्ति ने साँस लेना बन्द कर दिया था, तब उसकी ज्ञानेंद्रियों ने कार्य करना बन्द कर दिया।
Bundan dolayı, ölmüş olan kimsenin soluk alması sona erdiği an duyuları da işlevini yitirir.
तो मैंने गहरी सांस ली, और जवाब लिखा।
Derin bir nefes aldım ve cevap verdim.
साँस लेने की भी फुरसत नहीं।
Çok meşgulüm.
टॉम साँस नहीं ले पा रहा था।
Tom nefes alamıyordu.
साथ ही, वज़न घटना, ठीक से नींद न आना, खुजली होना, साँस लेने में परेशानी होना और बुखार होना, ये सब भी पेट में कीड़े होने के लक्षण हो सकते हैं।
Ayrıca, kilo kaybı, huzursuz uyuma, kaşıntı, hırıltılı solunum ve ateş de asalağın belirtileri arasında bulunabilir.
समय-समय पर, हुंकार की आवाज़ के साथ कछुआ साँस लेने के लिए अपना मुँह खोलता है।
Arasıra, kaplumbağa ağzını açarak böğürtüyle soluk alıyor.
आपकी सांस, चमड़ी, पसीना और शरीर की गंध से.
Nefesinizden, cildinizden, terinizden ve ten kokunuzdan kim olduğunuzu çıkarabiliyorlar.
मेरी माँ ने भी बाइबल स्टडी की और बपतिस्मा लिया। वह 1991 तक जिंदा रही, और अपनी आखिरी सांस तक वफादारी से यहोवा की सेवा करती रही।
Annem de Mukaddes Kitabı incelemeyi kabul etti ve vaftiz edilerek bir Şahit oldu; 1991 yılında ölene kadar Tanrı’ya sadakatle hizmet etti.
फिर भी मैंने राहत की साँस तब ली जब हम सब सही-सलामत ब्राज़ील पहुँच गए।
Yine de Brezilya’ya sağ salim vardığımızda rahat bir nefes aldım.
कई लोग ऐसी बातों पर यकीन कर लेते हैं और सोचते हैं कि जब तक साँस है, ज़िंदगी का पूरा मज़ा लूटना चाहिए, क्योंकि एक दिन तो सभी को मरना ही है।
Bu tür öğretilerin etkisiyle, birçok insan ‘Madem sonunda öleceğim, fırsat varken hayatın tadını çıkarayım’ diye düşünüyor.
मुझे स्वच्छ हवा में साँस लेना पसंद है।
Temiz dağ havası solumayı seviyorum.
ताज्जुब की बात है, वह अब भी साँस ले सकता है!
Hayret, nefes almaya devam edebiliyordu!
* इसलिए वह स्वर्गदूत, दानिय्येल की हिम्मत बँधा रहा था कि वह अपनी ज़िंदगी की आखिरी साँस तक इसी तरह वफादार बना रहे।
* Melek Daniel’i ölüme kadar sadakatle dayanmaya teşvik ediyordu.
अगर कोई जवाब नहीं मिलता और पीड़ित व्यक्ति साँस नहीं ले रहा है, तो हृद्फुफ्फुस पुनरुत्थापन (सी. पी. आर.) शुरू कीजिए।
diye sorun. Eğer cevap vermezse, nabzı atmıyorsa ve nefes almıyorsa, kalp masajına başlayın.
ज़िंदा रहने के लिए अब उसे खुद साँस लेने और पोषक तत्त्व लेने की ज़रूरत होती है।
Yaşamak için, kendisi solumaya ve besin almaya başlamalıdır.

Hintçe öğrenelim

Artık साँस'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.