Hintçe içindeki बड़बड़ाना ne anlama geliyor?

Hintçe'deki बड़बड़ाना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte बड़बड़ाना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki बड़बड़ाना kelimesi mırıldanmak, gevezelik, mırıltı, mırıldanma, saçmalamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

बड़बड़ाना kelimesinin anlamı

mırıldanmak

(babble)

gevezelik

(babble)

mırıltı

(mutter)

mırıldanma

(mutter)

saçmalamak

(jabber)

Daha fazla örneğe bakın

उसके बाद, एक महिला उत्तेजित होते हुए, अजीब भाषा में बड़बड़ाने लगी।
Sonra, bir kadın heyecanla garip bir dilde hızlı hızlı, anlaşılmaz şeyler söylemeye başladı.
वह मन-ही-मन बड़बड़ाने लगता है, “आज नहीं तो कल मुझे फैसला करना ही होगा।
Sonra da kendi kendine şöyle diyor: “Er ya da geç bir karar vermek zorundayım.
36 और इस प्रकार वे मेरे पिता के विरूद्ध बड़बड़ करती, और मेरे विरूद्ध भी; और वे फिर से यरूशलेम लौटना चाहती थी ।
36 Ve babama ve aynı zamanda bana karşı böyle söylenerek tekrar Yeruşalem’e geri dönmek istediler.
11 अब उन्होंने लमान और लेमुएल से उनके हठीपन के कारण कहा; क्योंकि सुनो वे अपने पिता के विरूद्ध कई बातों में बड़बड़ करते थे, क्योंकि वह दिव्यदर्शी पुरुष थे और वह उन लोगों को यरूशलेम की भूमि, उनके पैतृक संपत्ति वाला प्रदेश, तथा उनका सोना, और उनका चांदी, और उनकी अन्य मूल्यवान वस्तुओं को छोड़ कर निर्जन प्रदेश में नष्ट होने के लिए ले गए थे ।
11 Şimdi babam bunları Laman ve Lemuel’in dik kafalılıklarından dolayı söylemişti; çünkü işte, onlar babalarına karşı birçok konuda söyleniyorlardı. Babalarının hayalperest birisi olduğunu ve kendilerini Yeruşalem ülkesinden, mirasları olan topraktan ve altınlarından ve gümüşlerinden ve kıymetli eşyalarından ayırarak, ölmeleri için çöle sürüklediğini söylüyorlardı.
4 परन्तु देखो, यदि हमने इतना ही सहा होता तो हम न ही बड़बड़ाते और न ही शिकायत करते ।
4 Fakat işte, çektiğimiz sıkıntıların hepsi bu kadar olsaydı, ne söylenir ne de şikâyette bulunurduk.
25 और ऐसा हुआ कि प्रभु की वाणी मेरे पिता ने सुनी; और उन्हें प्रभु के विरूद्ध बड़बड़ाने के कारण सचमुच में दंड दिया गया, इतना अधिक कि वह दुख की गहराइयों में डूब गए ।
25 Ve öyle oldu ki Rab’bin sesi babama geldi ve Rab’be karşı söylendiği için epeyce azarlandı; öyle ki babam derin bir üzüntüye gömüldü.
35 देखो, हम इसकी बजाय और कुछ नहीं जानते हैं कि तुम असफल हुए हो, और तुमने प्रदेश के उस हिस्से से अपने सैन्यदलों को हटा लिया है; यदि ऐसा है, तो हम बड़बड़ाना नहीं चाहते ।
35 İşte, bilemiyoruz; belki de başarılı olamadınız ve kuvvetlerinizi ülkenin o bölgesine çekmek zorunda kaldınız; eğer öyleyse şikayet etmek istemiyoruz.
5 और अब, देखो तुम्हारे भाई यह कहते हुए बड़बड़ाते हैं कि मैं उनसे कठिन कार्य करवाना चाहता हूं; लेकिन देखो उनसे यह कार्य मैं नहीं करवा रहा हूं, यह तो प्रभु की आज्ञा है ।
5 Ve şimdi işte, kardeşlerin kendilerinden istediğim bu işin güç olduğunu söyleyip yakınıyorlar; fakat işte, bunu onlardan isteyen ben değilim; oysa bu Rab’bin bir emridir.
4 अब मेरे इतना कुछ कहने पर भी वे क्रोध में लगातार बड़बड़ाते रहे; परन्तु वे मेरे पीछे-पीछे यरूशलेम की चारदीवारी के बाहर तक चले आए ।
4 Şimdi bunları söylememe yine kızdılar ve söylenmeye devam ettilerse de Yeruşalem surlarının dışına gelinceye kadar beni izlediler.
आते-जाते वह देखती कि मरियम उसका हाथ बँटाने के बजाय आराम से बैठकर यीशु की बातें सुन रही है। क्या यह देखकर वह लाल-पीली हो गयी, बड़बड़ाने लगी या उसकी भौंहें तन गयीं?
Telaş içinde koşturan Marta, kız kardeşinin kendisine yardım etmek yerine oturduğunu gördükçe, belki de kızgınlıkla iç çekip kaşlarını çatmıştı.
33 और राजा मुसायाह ने उन्हें बहुत सी बातें लिखीं, उन्हें धर्मी राजा की सभी परिक्षाओं और कठिनाइयों को बताते हुए, हां, उसके लोगों के प्राण के सभी कष्ट, और लोगों का अपने राजा के प्रति बड़बड़ाना भी; और उसने यह सब उन्हें समझाया भी ।
33 Ve Kral Mosiya onlara daha birçok konuda yazdı; adil bir kralın deneyimlerini ve sıkıntılarını, evet, halkı için ruhunun çektiği çileleri ve ayrıca halkın krala ettiği şikayetleri bir bir anlattı; ve her şeyi onlara açıkladı.
ऐसा कहकर वे बताना चाहते थे कि वह बिना मतलब के बड़बड़ाने के अलावा कुछ नहीं करता। ज्ञान की दो-चार बातें इधर-उधर से सीखकर, वही उगल देता है।
Bu ifadeyle, onun etraftan bölük pörçük bilgiler toplayıp bunları tekrarlayan tembel ve boşboğaz biri olduğunu söylemek istediler.
दुष्ट सच्चाई को कठिन समझते हैं—लेही के पुत्र इश्माएल की बेटियों से विवाह करते हैं—लियाहोना निर्जन प्रदेश में उनकी यात्रा का मार्गदर्शन करता है—समय समय पर प्रभु के संदेश लियाहोना पर लिखे जाते हैं—इश्माएल मर जाता है; उसका परिवार कष्टों के कारण बड़बड़ाता है ।
Kötülerin gerçeği kabul etmesi zordur—Lehi’nin oğulları İsmail’in kızlarıyla evlenir—Liyahona çölde gidecekleri yolu gösterir—Rab’den gelen mesajlar zaman zaman Liyahona’nın üzerinde yazılıdır—İsmail ölür; ailesi çektikleri sıkıntılar yüzünden söylenir.
1 और अब ऐसा हुआ कि अत्याचार जो गिरजे पर अविश्वासियों द्वारा किया गया था इतना अधिक हो गया कि गिरजे के सदस्य बड़बड़ाने, और अपने मार्गदर्शकों से इस विषय के संबंध में शिकायत करने लगे; और उन्होंने अलमा को शिकायत की ।
1 Ve şimdi öyle oldu ki inanmayanlar tarafından Kilise üzerine yapılan baskılar öyle artmıştı ki Kilise, bu konuda söylenmeye ve liderlerine yakınmaya başladılar; Alma’ya da yakındılar.
19 और अब लोग आपस में बड़बड़ाने लगे; कुछ लोग कहने लगे कि उन पर, या राजा और उसके घर पर शैतान हावी है क्योंकि उसने एक नफाई को प्रदेश में रहने दिया ।
19 Ve şimdi halk aralarında söylenmeye başladı; kimileri kralın, Nefili’nin ülkede kalmasına göz yumduğu için büyük bir uğursuzluğun onların üzerine geldiğini, yani kralın ve onun evinin üzerine geldiğini söylüyordu.
(आयत 4) वे बड़बड़ाने लगे कि वीराना ‘बुरा स्थान’ है, जहाँ “अंजीर, वा दाखलता, वा अनार,” कुछ भी नहीं है। ये वही फल हैं, जो इसराएल के जासूस सालों पहले वादा किए गए देश से लाए थे। इसराएलियों ने यह भी शिकायत की कि वहाँ ‘पीने के लिए पानी नहीं है।’
Biz de hayvanlarımız da burada ölelim diye mi?” (4. ayet). Çölün ‘berbat bir yer’ olduğunu söylediler.
6 इसलिए मेरे बेटे, जाओ, और तुम पर प्रभु की कृपा रहेगी, क्योंकि तुमने बड़बड़ नहीं किया ।
6 Bu yüzden, oğlum sen git, söylenmediğin için Rab sana yardım edecektir.
3 और अब मेरे भाइयों, यदि तुम धर्मी होते और सत्य को सुनने के इच्छुक होते, और उस पर ध्यान देते, कि तुम परमेश्वर के सामने सिर ऊंचा करके चल सकते, तब तुम सत्य के कारण बड़बड़ाते नहीं, और नहीं कहते: तुम हमारे विरूद्ध कठोर बातें कहते हो ।
3 Ve şimdi kardeşlerim, eğer sizler doğru olsaydınız ve gerçeğin sesini duymaya istekli olarak Tanrı’nın önünde doğru bir şekilde yürüyebilmek için gerçeklere dikkat etseydiniz, o zaman bu gerçekler yüzünden söylenmez ve bana ağır sözler söylüyorsun demezdiniz.
2 और प्रभु की आशीषें हमारे ऊपर इतनी महान थी, कि निर्जन प्रदेश में रहने के दौरान हम कच्चे मांस पर गुजारा करते थे, हमारी स्त्रियों ने अपने बच्चों को बहुतायात से दूध पिलाया था, और सशक्त थीं, हां, पुरूषों के समान; और उन्होंने अपनी यात्रा बिना बड़बड़ाए शुरू की ।
2 Ve Rab’bin bize gönderdiği nimetler o kadar büyüktü ki çölde çiğ et yiyerek yaşarken kadınlarımızın çocuklarını emzirmek için sütü çoktu ve güçlüydüler, evet, hatta erkek gibi güçlüydüler; ve yolculuklarına hiç şikayet etmeden katlanmaya başladılar.
हालाँकि धार्मिक नेता और उनके अनुयायी, यीशु का जक्कई जैसे व्यक्ति की ओर ध्यान देने पर बड़बड़ाते और शिकायत करते हैं, यीशु इब्राहीम के ऐसे पुत्रों को ढ़ूँढ़ने और वापस लाने में लगे रहते हैं।
Dinsel liderler ve onları takip edenler, onun Zakkay gibi kişilere gösterdiği ilgiden ötürü söylenip yakındılarsa da, İsa İbrahim’in kaybolmuş oğullarını arayıp doğru yola getirmeyi sürdürdü.
क्लौदियुस ने पौलुस के भाँजे को खबरदार किया: “किसी के सामने बड़बड़ा मत देना कि तू ने मुझे ये बातें बतायी हैं।”
Klaudius “Bana bunları anlattığını sakın ağzından kaçırma” diyerek Pavlus’un yeğenini uyarır.
20 और ऐसा हुआ कि निर्जन प्रदेश में कष्टों और परेशानियों के कारण लमान और लेमुएल और इश्माएल के बेटे अत्याधिक बड़बड़ाने लगे; और मेरे पिता ने भी प्रभु अपने परमेश्वर के विरूद्ध बड़बड़ाना शुरू कर दिया; और हां, वे सभी अत्याधिक दुखी थे, वे इतने दु:खी थे कि वे प्रभु के विरूद्ध भी बड़बड़ाने लगे ।
20 Ve öyle oldu ki Laman, Lemuel ve İsmail’in oğulları, çölde çektikleri acılar ve sıkıntılar yüzünden hayli yakınmaya başladılar; ve babam bile Tanrısı Rab’be karşı söylenmeye başladı; evet ve onların hepsi son derece mutsuzdu; hatta Rab’be bile söylendiler.
लेही लाल सागर के रास्ते अपने परिवार को निर्जन प्रदेश में ले जाता है—वे अपनी संपत्ति को छोड़ देते हैं—लेही प्रभु को बलि चढ़ाता है और अपने बेटों को आज्ञा पालन करना सीखाता है—लमान और लेमुएल अपने पिता के विरूद्ध बड़बड़ाते हैं—नफी विश्वास में आज्ञाकारी रहता और प्रार्थना करता है; प्रभु उससे बात करता है, और वह अपने भाइयों के ऊपर शासन करने के लिए चुना जाता है ।
Lehi, ailesini Kızıldeniz yakınlarında bulunan çöle götürür—Mallarını ve mülklerini geride bırakırlar—Lehi, Rab’be kurban sunar ve oğullarına emirleri yerine getirmelerini öğretir—Laman ve Lemuel babalarına karşı söylenirler—Nefi itaat eder ve inançla dua eder; Rab onunla konuşur ve Nefi’yi kardeşlerinin başına geçmesi için seçer.
28 अब राजा के सेवक बड़बड़ाने लगे, यह कहते हुए: अब राजा हमें उसी प्रकार मार डालेगा जैसे कि उसने हमारे भाइयों को, इन लोगों की दुष्टता के द्वारा उनके पशुओं को तितर-बितर किये जाने के कारण मार डाला था ।
28 Şimdi kralın hizmetkârları şöyle diyerek söylenmeye başladılar: Şimdi kral, kardeşlerimizi öldürdüğü gibi bizi de öldürecek; çünkü kardeşlerimizin sürüleri de bu adamların yaptığı kötülük yüzünden dağılmıştı.
16 फिर भी, मैंने अपने परमेश्वर की ओर नजरें उठाई, और मैंने पूरे दिन उसकी प्रशंसा की; और मैं अपने कष्टों के कारण प्रभु के विरूद्ध बड़बड़ाया नहीं ।
16 Yine de Tanrıma güvendim ve bütün gün O’na şükrettim; ve çektiğim sıkıntılar yüzünden Rab’be söylenmedim.

Hintçe öğrenelim

Artık बड़बड़ाना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.