Endonezya içindeki kurus ne anlama geliyor?
Endonezya'deki kurus kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte kurus'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki kurus kelimesi ince, zayıf anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
kurus kelimesinin anlamı
inceadjective (Bir kişi veya hayvan için) boy olarak dar, ve genelde pek az yağ taşıyan.) Jika saya membuat lipatan menjadi lebih kurus, saya bisa menggunakan lebih sedikit kertas. Kulağı daha ince yaparsam, daha az kağıt kullanabilirim. |
zayıfadjective (Bir kişi veya hayvan için) boy olarak dar, ve genelde pek az yağ taşıyan.) Sakina berbadan besar dan tegap, sedangkan saya kecil dan kurus. Sakina iri ve güçlü, bense ufak tefek ve zayıf bir kızdım. |
Daha fazla örneğe bakın
Tapi sebelum itu, Tontonlah kodok kurus ini. Ama daha önce şu sıska kurbağaya bir bakın! |
Orang yang bertubuh kurus biasanya tidak disarankan untuk menggunakan baju berpola belang vertikal. Bir leotardın aksine, vücut kıyafeti genellikle bir spor giyim biçimi olarak kabul edilmez. |
Mereka menunjukkan gambar model kurus, yang mereka sebut Thinspiration. İnce vücutlu modellerin fotoğrafları birbirlerine gönderiyorlar. |
Kau mencemaskan dirimu sendiri, Tikus Kurus! Sen önce kendine bak, sıska sıçan? |
Ia melukis orang bugil, kurus, di posisi yang tak biasa. Nü çalışıyor sıska modellerle, sıra dışı pozisyonlarda. |
Jika tidak, aku takut kalau santapan terakhirnya adalah anak vegetarian yang kurus. Eğer öğrenemezsem korkarım son yemeği sıska vejetaryen bir oğlan olmuş olacak. |
Ya, tinggi dan kurus, rambut dan mata berwarna coklat. Evet, umm, uzun-ince, kahverengi saç, kahveringi göz. |
Kau terlihat kurus. Zayıflamışsın! |
Menurutku mereka semua adalah supermodel yang kurus... dan pemakai Narkoba Colombia. Ben de Miami'de sadece sıska mankenler ve Kolombiyalı uyuşturucu tacirleri var sanıyordum. |
Ke sana, juga, Woodcock dipimpin anak- anaknya, untuk menyelidiki lumpur untuk cacing, terbang tapi kaki di atas mereka turun bank, sementara mereka berlari dalam gerombolan bawah, tetapi pada akhirnya, memata- matai saya, dia akan meninggalkan anak- anaknya dan lingkaran berputar- putar saya, dekat dan dekat sampai dalam waktu empat atau lima kaki, berpura- pura patah sayap dan kaki, untuk menarik perhatian saya, dan turun anak- anaknya, yang sudah akan telah mengambil perjalanan mereka, dengan samar, kurus mengintip, file tunggal melalui rawa, saat ia diarahkan. Thither, de, çulluk, uçan, solucanlar çamur prob, onu damızlık açtı ama banka aşağı üstlerindeki ayak altında bir asker koştu ise; casusluk, ancak son bana, ona, genç ve daire bırakacaktı yuvarlak ve kırık gibi davranarak, dört ya da beş metre içinde kadar yakın ve yakın bana yuvarlak kanat ve bacaklar, Kim zaten olur, benim dikkat çekmek ve genç kurtulmak için soluk, sırım gibi, kendi yürüyüşünü almış dikizlemek, bataklık ile tek bir dosya, o yönetti. |
Tuhan, aku harus sangat kurus untuk berlari disekitaran dalam keadan bugil. Tanrım, etrafta çıplak dolaşacak kadar içmişim demek ki. |
Bertubuh kurus, kulit putih. Zayıf, beyaz. |
Angelito mucikari orang yg kurus kering dan beberapa gadis lain tetapi orang yang benar-benar pekerjaan kotor adalah Rocco, anjingnya. Angelito, Sıskayı ve başka bir kaç kızı daha pazarlar ama asıl pis işleri yapan Rocco'dur köpeği. |
Dengan semua gempa bumi dan lahar yang meninggi, para pemulung semakin kurus disini. Tüm o depremler ve yükselen katran ve aşınmalar burayı zayıflatıyor. |
Kamu sangat kurus sekali. Çok zayıflamışsın. |
Jika si kapten mati, pria kurus itu memberi keluarganya banyak uang. Kaptan ölürse zayıf adam ailesine çok para ödüyor. |
Mungkin saudara telah melihat foto-foto yang mengerikan dari Afrika Timur yang memperlihatkan pria, wanita, dan anak-anak yang kurus kering. Doğu Afrika’daki bir deri bir kemik kalmış erkek, kadın ve çocukların korkunç fotoğraflarını belki gördünüz. |
Bagi banyak remaja, tubuh yang kurus dianggap normal-normal saja. Birçok genç için zayıf olmak çok normal bir şey. |
Makhluk tinggi dan kurus itu? Fasulye sırığına benzeyen. |
Dapatkan kurus! Sıkı tutunun. |
Aku harus menyebutmu kurus,... karena kau tak memiliki pinggul. Sana çiroz diyeceğim çünkü sende kalça yok. |
Dan, Tammy, kau sangat kurus. Ve Tammy, çok zayıflamışsın. |
Jika katakannya pun, kau akan menjadi kuruskah? Söylersen incilerin mi dökülür? |
Selain sangat kurus sekali. Zayıflığını saymazsak. |
Karpet kecil kurus tikus! Zayıf bücür! |
Endonezya öğrenelim
Artık kurus'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.